VAJİNİSMUS
Vajinismus, vaginanın dış üçte bir kısmını çevreleyen kaslarda yineleyen , sürekli biçimde istemsiz kasılmaların olmasıdır. Bu kasılmalara, cinsel ilişkiye girerken beraberinde ağrı korkusu ve kaygıların eşlik etmesidir. Bunun yanısıra, bedenin çeşitli bölgelerinde, hatta tüm bedende kasılmalar, bacakların kapanması, titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, kusma, fenalık hissi ve ağlama eşlik edebilir. Vajinadaki bu yoğun kasılmalar cinsel birleşmeye izin vermez. Bazı kadınlarda ise zorlamayla giriş olabilir ancak birleşme çok ağrılı ve acılı olarak sürer. Pek çok kadın bu tabloyu isteyerek yaşamaz.
Kadınlar genelde ilk cinsel birleşme denemesinde vajinismus olduğunu anlar. Daha seyrek de eşle olumsuz algılanan cinsel deneyimden sonra, cinsel taciz, doğum, düşük, küretaj, hasta açısından kötü deneyimlenen jinekolojik muayene ve operasyonlar sonrasında da oluşmaktadır.
Vajinismus diğer batı ülkelerine göre ülkemizin sosyo ekonomik ve kültürel özelliklerden dolayı daha sık görülür. Hekime başvurma ise ağrılı ilişkiden ziyade tam ilişki yaşanmadığında olmaktadır. Toplumun büyük bir kısmında , ilk birleşme denemesinde korku, acı hissi ve kaçınma davranışı tanımladıkları ve cinsel birleşmenin gerçekleşmediği saptanmıştır.
Cinsel eğitimin uygun verildiği, cinselliğin konuşulabildiği, çocukluk yaşlarından itibaren cinselliğe bir tabu olarak bakılmadığı , kadının cinselliğine de değer verilen toplumlarda vajinismusa daha az rastlanmaktadır. Vajinismusu olan kadınların çoğu, kendi cinsel organlarının yapısı hakkında yeterli bilgiye sahip değillerdir. Erkek cinsel organının canını çok acıtacağını, çok zarar vereceği şeklinde yanlış inanışlara sahiptirler. Tanımlamaları değiştirmek bile öğrenmede ve tedavide etkin olabilmektedir.
Vajinismusu olan kadınlar yaş, eğitim, sosyoekonomik ve sosyokültürel durum, kırsal veya kentli olma açısından belirli bir farklılık göstermezler. Bunun nedeni, cinsel eğitimin ve bilgilenmenin bireyin genel eğitim seviyesine göre değil, toplumun ve kültürün diretmeleriyle şekillenmesidir.
Vajinismusun bugün için bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu cinsel terapidir.Cinsel terapiye en iyi cevap veren cinsel işlev bozukluğudur. Uygun cinsel terapiyle yüzde yüze yakın düzelme olur.Çiftler cinsel terapiye birlikte alınırlar.Erkekler bunu sadece kadının bir hastalığı olarak görürler.Bu terapi çift terapisi olarak yapılır. Bazen durumun kendi yetersizlikleriyle ilgili olabileceğini düşünüp, kaygıyla zaman içinde cinsel isteksizlik ve sertleşme sorunları gelişebilir. Bu nedenle önce kapsamlı cinsel yaşam öyküsü alınır.çiftin geç kalan cinsel eğitim bilgisi verilir.
Bir-iki görüşme ve danışmanlıkla düzelen hafif olgular olduğu gibi uzun süreli tedavi gerektiren zor vakalar da olabilir. Çift terapisi dışında bazen de uzun süren bireysel terapilerde gerekebilir.
Vajinismus tedavisinde amaç, bir şekilde penisin vajene girişini sağlamak değil, kadının kasılma, acı, kaçınma, korku gibi olumsuzluklar yaşamadığı, çiftin haz aldığı, doyumlu bir cinsel yaşama ulaşmasını sağlamaktır.Bunu da mekanik yöntemlerle değil Terapi ile zihinsel penis korkusunun yenilmesi ile sağlanır.